Kanserde Fitoterapi Tedavisi

Tıbbi bitkilerin kanserli hücrelerin yok edilmesindeki başlıca etkileri kemoterapinin yan etkilerini de ortadan kaldırabilmelerinin yanında kanser hücrelerine karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek tümöre karşı savunmasını sağlamasıdır. Bu sebeple Fitoterapi kanser tedavisinde yer almaktadır.

Kanser, hücrelerin kontrol dışı bölünmesi ve üremesi ile ortaya çıkan, genetik ve çevresel koşulların etkisi altında olan kompleks aynı zamanda kişisel bir hastalıktır. Dünya üzerindeki hiçbir insanın DNA’sı birbirine benzemediği için kişilerin aynı tedavilere değişik cevaplar vermesi bir gerçektir. Standart olarak kabul gören kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi yöntemlere ilave olarak immünoterapi, hormon terapisi ve bitkisel tedavi olan bitkisel destek gibi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Günümüzde yaşamı tehdit eden hastalığa sahip pek çok hasta, özellikle de kanser hastaları, standart tedavilerinin yanında, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek, hastalığa entegre semptomları azaltmak, hastalık tekrarlarını önlemek ve tedavi etmek için destek tedavileri tercih etmektedir. Bu amaçla kullanılan çeşitli bitkisel karışımlar, vitaminler, biyoenerji, akupunktur, aromaterapi, meditasyon gibi yöntemlerden faydalanmaktadırlar.

Cerrahi uygulanması mümkün olmayan ileri evre kanser hastalarında, yaşam süresi beklentilerinin kötü olması ve çoğunlukla kanserin ileri evrelerde teşhis edilmesinden dolayı uygulanan tedavi kemoterapi olmaktadır. Kemoterapi uygulanan hastalar da kullanım sonucu etki davranışları ile ilgili yayınlanmış veriler oldukça azdır. Her hastada, kemoterapinin yan etkilerinin çok olması yanında uygulanan kemoterapi tedavisinin etkisiz kalması sebebiyle Fitoterapi kanser hastaları için bir umut olmaktadır.

Bazı bitkiler, doğada bakteri, virüs, mantar, böcek gibi doğal düşmanlarından korunabilmek için güçlü toksik maddeler üretebilir. Nitekim bu tür bitkilerin antimikrobiyal aktiviteleri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Değerli ilaç etken maddelerinden olan kodein, morfin, meskalin, efedrin, dijitalis gibi kalp glikozitleri, salisilik asit, rezerpin, kolşisin, teofilin, click here antrakinonlar, katartikler, opioidler, belladona alkaloidleri vb. hep bitkisel yapıdadır.

Tedavi amacıyla kullanılan bitkilerin alınan diğer ilaçlarla etkileşimleri örneğin bazı bitkilerin antikoagülanlarla etkileşimleri önemlidir. Bitkiler, ilaçların vücuttaki etkilerini, biyoyararlanım yüzdelerini değiştirebilirler.

Kemoterapi uygulanan kanserli hastalarda tanı aldıktan sonraki bir süreçte ek olarak Fitoterapi kullanımı yaygındır. Öneriler genellikle hastanın çevresindeki kişilerden olmaktadır. Düzenli olarak bitkisel tedavi kullanımı kemoterapi cevabını etkilememektedir.

Fitoterapi, bitkisel bir tedavi olup, kanser vakalarında hastaların genellikle konvansiyonel tedaviye fayda sağlamak, kür sağlamak veya semptomları gidermek için uygulanmaktadır. Zira bitkisel ilaçların yapısı içerisinde hastalıkların farklı fazları ile mücadele edebilecek, farklı miktar ve oranda antioksidanlar ile değerli vitamin, mineral ve eser element içeren bileşenler yer almaktadır. Bu nedenle tedavi tek bir bitki ile değil birden fazla bitki ile kür olarak uygulanmakta olup, bağışıklık sistemini ve antioksidan savunma sistemini güçlendirmek, iltihap ve ağrıların azalmasını sağlamak, vücut direncini güçlendirerek iyileştirme hedeflenmektedir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *